YUSUF CAN'IN HİKAYE KİTABI // ÇAMLICA ÇOCUK YAYINLARI

16 Bir yolculuktaydık. Muhtemelen Balıkesir’e gidiyorduk. Yolculuk esnasında bir köy görmüştük. Biraz dinlenmek için köyde durduğumuzda köyün camisini gezmek istemiştim. Çok güzel bir camiydi. Yanında deresi vardı. Yemyeşil ormanların içinde beyaz bir zambak çiçeği gibiydi. İçine girdiğimde gördüğüm yazı beni çok şaşırtmıştı: “Lütfen camiye lokma ile girmeyin!” Bunu not etmişim, gezi defterime. Sizce bu notu neden asmış olabilirler? Bir tane daha paylaşmak istiyorum. Dinler misin? Bu sefer babamın bir işi sebebiyle İstanbul’dan Ankara’ya gidiyorduk. Bolu Dağı’nın oralara geldiğimizde müthiş bir sis karşıladı bizi. Ben “Bu ne duman! Kim böyle mangal yakmış olabilir ki?” deyince babam çok gülmüştü. Annem uyuyordu arabada. Bu arada annem, arabada uyumayı çok sever. Ben de babamla sohbet ederim. Arabada şoförle muhabbet eden birinin olması gerekli. Ya şoförün de uykusu gelirse! Allah korusun! Bazen benim de uykum geliyor. Annemi uyandırıyorum. “Anne, nöbet artık sende!”,

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=